AYRINTILAR GELİYOR…
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
AYRINTILAR GELİYOR…
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman ile 5 Mart 2022 tarihinde Ankara’da bir görüşme gerçekleştirmiştir. İkili ilişkiler ve başta Ukrayna olmak üzere bölgesel meselelerin ele alındığı görüşmede, iki ülke arasındaki işbirliğinin sürdürülebilir ve kurumsallaşmış bir diyalog yoluyla derinleştirilmesine yönelik ortak irade teyit edilmiş, bazı konularda devam eden görüş ayrılıklarına rağmen, Türkiye ve ABD’nin, ekonomik ve ticari ilişkiler, terörizmle mücadele, askeri/savunma işbirliği dahil geniş bir olumlu gündeme sahip olduğunun altı çizilmiştir” denildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Bu bağlamda, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Başkan Biden arasında mutabık kalındığı üzere, iki ülke arasında stratejik bir diyalog mekanizmasının hayata geçirilmesini teminen önümüzdeki dönemde atılacak somut adımlar istişare edilmiştir. Ukrayna konusunda, Rusya’nın bu ülkeye karşı saldırısını reddettiğimiz ve bu kabul edilemez saldırının durdurulması çağrısında bulunduğumuz teyit edilmiştir. Türkiye ile ABD’nin Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteklerinin teyit edildiği görüşmede, yaşanan krizin çok boyutlu etkilerinin yönetilmesi ve diplomatik bir çözümün desteklenmesi için yakın eşgüdüm içinde olunmasının önemi vurgulanmıştır.”
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Bakan Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Akar, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısına ilişkin, iki ülkenin de Türkiye ile denizden komşu olduğuna dikkati çekti. Arzu edilmeyen olayların yaşandığını söyleyen Akar, “Gelişmeleri üzüntü ve endişeyle takip ediyoruz. Yaşanan ölümler bizleri üzüyor. Ukrayna ve Rusya ile bizim son derece olumlu ilişkilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımız ilişkilerimizin çerçevesini net şekilde çizdi, bunları tanımladı. Gelinen noktada gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Mazisi şan ve şerefle dolu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dış politikasını ilkelerle yürütmeye devam ediyor. Tüm tarihimiz boyunca olduğu gibi bugün de komşularımız başta olmak üzere tüm ülkelerin egemenlik haklarına, sınırlarına, toprak bütünlüğüne saygılıyız, saygılı olmaya devam ediyoruz. Bu ilkeden hareketle Ukrayna için de aynısını söylüyoruz. Temennimiz bir an önce barışçıl, diplomatik yollarla birtakım çözümlerin bulunmasıdır” dedi.
‘MONTRÖ’NÜN AŞINDIRILMASI KİMSEYE YARAR SAĞLAMAZ’
Rusya’nın Ukrayna’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne yapılan bu harekatı kabul etmelerinin mümkün olmadığı belirten Akar, “Bunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylüyor ve görüyoruz. Başta insani yardım olmak üzere buradaki insani dramın son bulması için bize düşen ne varsa bugüne kadar yaptık, aynı şekilde yapmaya devam ediyoruz. Bir taraftan insani yardım diğer yandan da diplomatik, siyasi, uluslararası anlamda barışçıl yol ve yöntemleri destekleyici her türlü katkıyı sağlıyoruz. Yıllardan beri gayet başarılı şekilde Montrö statüsü devam etti. Söz konusu sözleşme bütün kıyıdaş ülkelere yararlı olmakla birlikte diğer ülkelerin giriş-çıkışlarını da düzenlemiş vaziyette. Herhangi bir şekilde Montrö’nün aşındırılması, statükonun bozulması kimseye yarar sağlamaz. Montrö’nün korunmasında fayda görüyoruz. Bu çerçevede çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bütün tarafların Montrö ve Montrö’nün getirdiği kurallara uymasının yararlı olduğunu değerlendiriyoruz. Dileğimiz bir an önce barışçıl yöntemler ve diplomatik yollarla bu sorunların çözülmesi ve bölgede sulhun, sükunun yeniden hakim olmasıdır. Bunun için çalışıyoruz” diye konuştu.
‘MONTRÖ ’Yİ UYGULAMAYI SÜRDÜRECEĞİZ’
Bakan Akar, Karadeniz’in bir rekabet alanına dönüşmemesi için gayret gösterdiklerini söyleyerek, “Karadeniz’e en uzun kıyısı olan ülke olarak bu anlayışı bir ilke şeklinde muhafaza ettik. Tüm görüşmelerimizde Türkiye olarak Karadeniz’deki barışın, huzurun, güvenli ortamın devam etmesi için gayret gösterdik. Türkiye olarak bugüne kadar tüm meselelere bu çerçevede baktık. Bu olayda da aynı şekilde bakıyoruz. Bugüne kadar yaptığımız gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin 19, 20, 21’inci maddelerinin uygulamasını sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
İki ülke arasındaki gerilimin geleceğine ilişkin görüşleri sorulan Akar, “Geleceğe dönük tahminleri bir tarafa bırakıp somut verilere göre değerlendirme yapmak gerekir. Olayların başında askeri hareketlilik, yığınaklar oldu. Sonrasında askeri hareket başladı. Şimdi görüşmeler oluyor. Bu krizin diplomatik, barışçıl yol ve yöntemlerle bir an önce bitirilmesi ve bölge halklarının güven ve rahat içinde yaşaması için çalışıyoruz” dedi.
‘YUNANİSTAN’I HER FIRSATTA TEKRAR DİYALOĞA ÇAĞIRIYORUZ’
Bakan Akar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki faaliyetlerini başarıyla yerine getirmeye devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Biz daima iyi niyetli, görüşmeden, diyalogdan, barışçıl yol ve yöntemlerden yana olmamıza rağmen özellikle komşumuz Yunanistan ve özellikle bazı siyasileri, bilinçli ve saldırgan bir şekilde olayları ve gerçekleri çarpıtmak suretiyle gerginliği tırmandırıcı eylem ve söylemlerle Türkiye karşıtı söylemlerini sürdürüyor. Gözleri kararmış şekilde saldırgan tavırlarını öylece sürdürüyorlar ki Ukrayna olaylarını dahi Türkiye’ye karşı bir saldırı unsuru olarak kullanmaya çalışıyorlar. Bu gidişin iyi olmadığını iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, NATO ittifakı içinde yaptığımız iyi niyetli çağrılara karşı yapılanların son derece yanlış olduğunu herkes görüyor. Biz ısrarla ve inatla ilkeli tutumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Diyalogdan, görüşmeden kaçan Yunanistan’ı her fırsatta tekrar diyaloğa, masaya çağırıyoruz. Güven Artırıcı Önlemler toplantısının 4’üncüsü için Yunanistan Savunma Bakanlığı heyetini Ankara ’ya beklediğimizi de bir kez daha ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Bakan Soylu, Twitter’daki hesabından ilçeye bağlı Akpınar köyünde gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonuna ilişkin açıklama yaptı. Soylu, “Hakkari Yüksekova Akpınar Köyü’nde gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda 250 kilogram eroin, 35 kilogram metamfetamin ele geçirildi. Gençlerimizi uyuşturucu batağına düşürmeye çalışanlara göz açtırmadan mücadeleye devam” ifadelerini kullandı.
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Sağlık Bakanı Koca, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Ankara Şehir Hastanesi’nin çevrim içi düzenlediği ‘Nadir Hastalıklar Farkındalık Günü Sempozyumu’nun açılış konuşmasını yaptı. Bakan Koca, toplumda her 2 bin kişide bir ve daha az sıklıkta görülen hastalıklara ‘nadir hastalıklar’ denildiğini belirterek, toplumun azımsanmayacak bir kesimini etkileyen bu hastalıkların tüm gelişmiş dünya ülkeleri gibi Türkiye’de de hak ettiği önemi gördüğünü söyledi.
‘STRATEJİ BELGEMİZİ YILIN İLK YARISINDA YAYINLAMAYI PLANLIYORUZ’
Şubat ayının son gününün, ‘Nadir Hastalıklar Farkındalık Günü’ olarak kabul edildiğini hatırlatarak, bakanlık olarak nadir hastalıklar alanında yapılan çalışmaları anlatan Koca, “Bu alana verdiğimiz değerin önemli bir göstergesi olarak 2 yıl önce Otizm, Zihinsel Özel Gereksinimler ve Nadir Hastalıklar Dairemizi kurduk. Bu önemli alanda hem kısa vadeli sorunlara çözümler üretmek hem de uzun vadede altyapımızı geliştirmek üzere çok sayıda çalışma başlattık. Farklı hastalıklar özelinde konunun uzmanlarından oluşan bilim kurullarıyla istişareler gerçekleştirildi. Geldiğimiz noktada ‘Nadir Hastalıklar Sağlık Eylem Planı’ taslağımız oluşturuldu. Önümüzdeki 3 yıl boyunca yapacaklarımızın somut adımlar halinde planlandığı bu strateji belgemizi yılın ilk yarısında resmi olarak yayınlamayı planlıyoruz. Nadir hastalıklar alanında önemli hususlardan birisi de hızla gelişen bu alanda uluslararası kurum ve kuruluşlarla birlikte hareket etmek ve güncel gelişmeleri birlikte ele alabilmektir. Bu amaçla hastalara, hekimlere ve araştırıcılara yardımcı olmak üzere planlanmış en önemli uluslararası iş birliği ağı olan Orphanet üyeliği sağlanmıştır” diye konuştu.
’21 MERKEZİN ALT YAPI ÇALIŞMALARI YAPILDI’
Nadir hastalıkların önemli bir kısmını SMA, DMD, ALS ve Serebral Palsi gibi hastalıkları içine alan nöromüsküler hastalıklar grubu olduğunu vurgulayan Koca, “Son zamanlarda çeşitli vesilelerle kamuoyu gündemine sıkça gelen bu hastalıklar özelinde de bakanlığımızda pek çok çalışma yürütmekteyiz. Öncelikli olarak bu hastalıklardan muzdarip olan vatandaşlarımıza multidisipliner, özelleşmiş ekiplerce takip ve tedavinin yapıldığı Nöromüsküler Hastalıklar Hizmet Birimlerinin oluşturulmasına başlandı. Ülke genelinde 21 merkezin alt yapı çalışmaları yapıldı. Tıbbi ve bilimsel kayıtlarının sağlıklı tutulabilmesi için ayrı bir veri sistemi planlandı. Bu noktada bir hususun altını çizmekte fayda görüyorum. Nöromüsküler hastalık birimlerimiz, planladığımız ‘Özelleşmiş Hizmet Birimleri’ açısından bir model teşkil etmektedir. Buradan elde edilecek kurumsal deneyim, tüm hastalarımıza verilecek hizmet kalitesinin artması açısından kritik değere sahiptir” dedi.
Nadir hastalıkların tedavisinde en önemli konunun bu hastalıkların önlenmesi olduğunu, önlenemiyorsa da erken fark edilerek en hızlı şekilde tedaviye başlanması olduğuna dikkat çeken Bakan Koca, şunları kaydetti:
“Bu bağlamda bakanlığımız tarafından yürütülen evlilik öncesi tarama programına, dünyada sayılı ülkelerin yapabildiği genetik taramalar eklenmiştir. SMA taramasıyla başladığımız bu hizmet, tüm aile sağlığı merkezlerimizde ücretsiz olarak verilmektedir. Ayrıca genetik hastalığa sahip çocuk olasılığı olan evli çiftlere seçici gebelik imkanı sunan preimplantasyon genetik tanı yöntemi de ülkemizde uygulanmaya başlanmıştır. SMA yenidoğan taramaları çok kısa bir zaman içerisinde başlatılacaktır. SMA konusunda 2017 yılından beri ücretsiz olarak sağlanan tedavi aşamaları yeniden güncellenerek hastalarımızın özellikle salgın döneminde sıkıntı yaşadığı uygulama kriterleri kaldırılmıştır. Bilim insanlarının yaptığı değerlendirmelere göre her gelişme hastalarımıza kazandırılmaya çalışılmaktadır”.
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Bölgesel olarak hassas, kritik bir dönemden geçildiğini ifade eden Akar, “Böyle bir dönemde iki gün süreyle NATO Savunma Bakanları Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda başta Ukrayna olmak üzere İttifakın gündeminde bulunan savunma ve caydırıcılık konuları ele alındı, hem bölgesel hem de küresel gelişmeler değerlendirildi” dedi.
Ukrayna-Rusya arasındaki gerilime yönelik de açıklamalarda bulunan Akar, şunları söyledi:
“Bizlerde, ilgili diğer ülkelerde ve NATO ülkelerinde bir endişe söz konusu. Bu endişeyle gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Diplomasi ve diyaloğun sürdürülmesi ve bu şekilde çözüme gidilmesi hepimizin ortak dileği. Bunu vurguladık, vurgulamaya devam ediyoruz. Bizim için hem Gürcistan’ın hem de Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği önemli. Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi tansiyonun düşürülmesi için Türkiye olarak bugüne kadar elimizden geleni, üzerimize düşeni yaptık, yapmaya devam ediyoruz.”
Akar, Karadeniz’de Montrö’nün getirdiği bir statüko olduğuna dikkati çekerek, “Bu statüko ile Karadeniz’de denge, güvenlik ve istikrar var. Bunun da hayati önemi haiz olduğunu her fırsatta belirttik, belirtmeye devam ediyoruz” dedi.
Görüşmelerde Güney Kafkasya’daki bölgesel iş birliğinin herkesin yararına olduğunu ifade ettiklerini de aktaran Akar, “DEAŞ, El-Kaide, PKK ve PKK’dan hiçbir farkı olmayan YPG ve FETÖ gibi terörün her türlüsü ile mücadele ettiğimizi, bunu sürdürdüğümüzü ve bu alanda müttefiklerimizden daha fazla işbirliği beklediğimizi de burada yine altını çizerek muhataplarımıza ifade ettik” diye konuştu.
NATO Genel Sekreteri’nin yanı sıra İngiltere Romanya, Letonya, Estonya, Kuzey Makedonya, Hollanda, Yunanistan, Bulgaristan, İtalya, İspanya ve ABD’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda savunma bakanı ile görüşme fırsatı bulduğunu belirten Akar, “Hem askeri eğitim iş birliği hem de savunma sanayi konularını ele alma, ana, kilit konular hakkında görüş alışverişinde bulunma fırsatı bulduk. Bu bakımından toplantının son derece yararlı geçtiğini söyleyebiliriz” dedi.
Ukrayna krizine yönelik Türkiye’nin bakışı ile bölgede daha aktif rol oynamasına yönelik planın olup olmadığı sorulan Akar, şu yanıtı verdi:
“Bizim bu konudaki tutumumuz başından beri çok açık ve net. En üst düzeydeSayın Cumhurbaşkanımızdan başlayıp bakanlar düzeyinde ve diğer heyetler arası görüşmelerde hep dile getirildi. Biz başlangıçtan itibaren konuşmalara ve görüşmelere Kırım’ın işgaline karşıyız diye başladık. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğimizi de söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Bölgedeki gerginliğin sağduyulu ve dengeli bir yaklaşımla çözülmesinden yanayız ve bu manada Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin barış, diyalog, huzur ve refah içinde yaşaması bizim en samimi temennimiz.”
Türkiye’nin Karadeniz’deki gerginliğin azaltılmasından yana olduğunu dile getiren Akar, şöyle konuştu:
“Gerginliğin daha fazla artmaması için ne yapılması gerekiyorsa biz bunları konuşuyor, bunları telkin ediyoruz. Bu konudaki görüş ve önerilerimizi ortaya koyup müttefiklerimizle paylaşıyoruz. Gerginliği tırmandırıcı eylem ve söylemlerden uzak durulması, eylem ve söylemlerin iyi istişare edilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye olarak üzerimize düşen siyasi, insani, hukuki, yapılması gereken ne varsa yaptık, yapmaya devam ediyoruz.”
Gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulayan Akar, “Gelişmelere göre bizim almamız gereken tedbirler neyse bunları bugüne kadar aldık, almaya devam edeceğiz” dedi.
Karadeniz’e en uzun kıyısı olan ülkenin Türkiye olduğunu dile getiren Akar, “Tüm tarafların sükûnet, iş birliği, istişare, diyalog içinde faaliyetlerini yürütmelerinin herkesin yararına olduğunu söyledik, söylüyoruz” ifadesini kullandı.
Bir gazetecinin Yunanistan ile ilişkilerin gerginleştiği bir dönemde Yunan mevkidaşıyla yaptığı görüşmeye ilişkin sorusu üzerine Akar, “Yunanistan Savunma Bakanı Sayın Nikolaos Panagiotopoulos ile gayet olumlu, yapıcı bir görüşme yaptık. Spontane gerçekleşti, gerçekçi bir görüşme oldu” diye konuştu.
Akar, görüşmede, Türkiye ve Yunanistan arasındaki güven artırıcı önlemler toplantısının dördüncüsünün Ankara’da yapılması için Yunan heyete yönelik davetlerini yinelediklerini de belirtti.
Akar, Türkiye’nin uluslararası hukuk, ikili anlaşmalar ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, barışçıl yol ve yöntemlerle, diyalogla sorunların çözebileceğine yönelik inancını yineleyerek, şunları kaydetti:
“Farklılıklarımız var, doğru ama bir araya gelelim, bunları tartışalım diyoruz. Amacımız barış ve istikrar içinde, uluslararası hukuk dahilinde tarafların bölgenin zenginliklerinden istifade etmesi. Bunu kaç kere dile getirdik. Ege’de, Akdeniz’de zenginlikleri adil şekilde paylaşalım diyoruz. Bunların karşılık bulmasını bekliyoruz. Tüm bu iyi niyetli yaklaşımımıza rağmen müttefiklik ruhuna aykırı şekilde provokatif, gerginliği tırmandırıcı eylem ve söylemlere maalesef devam ediyorlar. Bunlarla ilgili uluslararası hukuk ve ikili anlaşmalarımız var. Siz Lozan Antlaşması’nı, Paris Antlaşması’nı yok sayamazsınız. Altında imzanız olan bu anlaşmaların istediğiniz maddelerini uygulayacaksınız, istemediklerinizi uygulamayacaksınız, Dünyada böyle bir şey yok.”
Bazı Yunan siyasilerin konuşmalarının ve eylemlerinin temelinde yayılmacı bir anlayışın olduğunu belirten Akar, Türkiye’ye yönelik suni bir tehdit algısı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.
Buna bağlı olarak bir silahlanma sevdasına giren Yunanistan’ın birtakım ittifaklar peşinde koşmaya çalıştığına dikkati çeken Akar, “Biz de ‘Bunlar beyhude gayretler’ diyoruz. Zaten akil, aklı başında Yunanlar da bunu ifade ediyorlar. Bu kadar ekonomik problem varken bir silahlanma sevdasıyla Yunan halkının imkanlarını, fırsatlarını, maddi kaynaklarını heba etmek öncelikle ve özellikle Yunan halkını rahatsız ediyor, onun yükünü artırıyor” dedi.
Türkiye’nin Yunanistan başta olmak üzere tüm komşularının sınırlarına, toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu vurgulayan Akar, “Türkiye coğrafyası, nüfusu, ordusu, ekonomisi, tarihi ve değerleriyle güçlü bir devlet. Fakat Türkiye hiç kimseye karşı bir tehdit değil. Bunun görülmesi, bilinmesi lazım. Türkiye hem bölgesel hem de küresel barışın ve istikrarın teminatı olmaya veya küresel ve bölgesel barışa katkı sağlamaya devam ediyor. Bizim durumumuz budur. Türkiye güvenilir, güçlü ve etkin bir müttefik. Bunu herkesin bilmesi lazım” ifadelerini kullandı.
Yunanistan’ın Türkiye ile olan sorunlarını Türkiye-NATO, Türkiye-AB, Türkiye-Avrupa sorunu haline dönüştürmeye çalışmasını büyük bir yanlış olarak nitelendiren Akar, “Diğer taraftan bazı Avrupalı dostlarımızın, AB’deki, NATO’daki bazı dostlarımızın bunu böyle algılaması da esef verici. Taraf tutmamaları lazım. Bu konuda maalesef AB mensuplarının özellikle bazıları Türk-Yunan meselelerinde önyargılı, tek yanlı ve körü körüne Yunan yanlısı. Gerçekleri bir tarafa bırakmak, göz ardı etmek suretiyle adeta olayı çözmemek için ateşe benzin dökmek şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar” diye konuştu.
Türkiye’nin çok sayıda Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını, insani yardımda bulunduğunu ifade eden Akar, “Hal böyleyken Yunanistan’a girmeye çalışanlara silahla, botlarını delmek, bazen ateş etmek suretiyle karşı koymak gerçekten hiç yakışık almayan, bu çağda olmaması gereken, uluslararası hukuk, insani değerler, insan hakları bakımından kabulü mümkün olmayan davranışlardır. 3 yılda, 85 bin mülteciyi özellikle denizde acımasız, canice, insanlık dışı şekilde karşılamışlar, ittirmişlerdir. Bunun başka yolu olması lazım. Buna derhal son verilmeli” dedi.
İpsala’da Yunan sınır unsurları tarafından geri itilen 19 kişinin donarak öldüğünü hatırlatan Akar, “AB’de, başka yerlerde insan haklarının en önde savunucusu olarak ortaya çıkanlar nerede? Avrupa’nın göbeğinde insanlar hayatlarını kaybettiler. Sağ kalanların ifadeleri var: ‘Soydular, bizi çıplak tuttular, paramız pulumuz gitti. Çoluğumuz çocuğumuzla ölüme terk ettiler.’ diyorlar. Yunan muhataplarımızdan bunlara bir çare bulunmasını istiyoruz. Bu, insan haklarının kesin ihlalidir” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs’taki gelişmelere yönelik soru üzerine de Akar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eşit hak sahibi olduğunu anlamaları, Türk varlığını kabul etmeleri lazım. Türk varlığını içlerine sindirmeleri lazım. Kimseler yokken biz vardık orada. Dolayısıyla bu tarihi arka planıyla, sosyal yapısıyla, değerleriyle, gelişimiyle bunları görmek lazım. Oradaki insanların da Kıbrıslı kardeşlerimizin de haklarına saygı göstermeleri lazım” yanıtını verdi.
“Türkiye’nin NATO üyeliğinin 70’inci yılına yönelik değerlendirmesi sorulan Akar, “NATO başarılı bir savunma ittifakı. Biz de buranın tam üyesiyiz. Dolayısıyla buradahaklarımız, sorumluluklarımız var. Hem haklarımızı sonuna kadar kullanmak hem de sorumluluklarımızı sonuna kadar yerine getirmek için elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz” diye konuştu.
NATO’nun birlik, uyum içinde, istişareyle çalışmalarını yürütmesinin önemine işaret eden Akar, şunları söyledi:
“NATO’ya 70 yıl boyunca gerçekten etkin, güçlü ve kesintisiz bir destek sağladık. Bunu da halen sürdürüyoruz. Önemli katkılarımız oldu, NATO yöneticileri de bunun farkında. NATO’nun değerlerini ve sorumluluklarını paylaştık, paylaşmaya devam ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri, NATO içinde ikinci büyük ordu. NATO’nun güvenliğinin tam merkezindeyiz. Üstlenmiş olduğumuz görev ve misyonları da gerçekten büyük bir başarıyla yerine getirdik. Türkiye NATO’ya en çok katkı veren ilk 5 ülke arasında, mali katkı bakımından da 8. sırada. Bu, önemli bir şey. Bizim ortaya koyduğumuz ciddi bir fedakarlık, ciddi bir potansiyel var.
Ayrıca burada NATO misyonunda çalışan büyükelçilerimizi, askerlerimizi, temsilciliğimizdeki arkadaşlarımızı, geçmişte görev yapanları saygı ve şükranla anıyorum. Gerçekten burada ciddi bir mücadele var, ağır bir mücadele var. Görünen ve görünmeyen mücadele var. Buradaki arkadaşlar çok ciddi gayret içindeler. Onlara teşekkür ediyorum. Birlik ve beraberlik içinde ülkemizin ve milletimizin, 85 milyon olduk artık, hak ve menfaatlerini, onurunu, prestijini, bayrağını yükseklerde dalgalandırmak için bugüne kadar çalıştık, aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kabine Toplantısı sonrası gazetecilere önemli açıklamalar yaptı.
Bazı Avrupa ülkelerinde açık alanda maske zorunluluğunun kaldırılması, aynı uygulamanın Türkiye ’de ne zaman hayata geçeceği sorusunu akıllara getirdi.
BASIN TOPLANTISINDA AÇIKLANACAK
Bakan Koca, salgınla mücadelede yeni dönem için bir hafta sonrayı işaret etti.
“Gelecek hafta çarşamba veya perşembe günü bir basın toplantımız olacak. Salgınla mücadelede geldiğimiz noktayı ve bundan sonra neler yapılacağına ilişkin süreci anlatacağız. Maskelerin ne zaman çıkacağı konusu da dahil olmak üzere bundan sonra neler yapılacağını net bir şekilde ifade edeceğiz.”
“VAKA SAYILARI DÜŞÜŞE GEÇECEK”
Bakan Koca, omicron varyantına bağlı vaka sayılarının önümüzdeki haftadan itibaren düşüşe geçeceğini söyledi.
“Vaka sayısı geçen hafta sonu itibarıyla pikini yapmış oldu. Önümüzdeki hafta daha aşağı doğru düşeceğini tahmin ediyoruz. Hastaneye yatışlar yüzde 28-30 kadar azaldı. Yoğun bakıma yatış da yüzde 15 oranında azaldı. Önümüzdeki 2-3 hafta içinde belirgin düşeceğini düşünüyoruz.”
“TURKOVAC DEVLET HASTANELERİNİN TAMAMINDA UYGULANACAK”
Sağlık Bakanı Koca, yerli aşı TURKOVAC’ın Türkiye genelinde yaygınlaştırılacağını söyledi. TURKOVAC’ın pazartesiden itibaren devlet hastanelerinin tamamında uygulanacağını açıkladı.
“Gelecek haftadan itibaren sadece eğitim-araştırma veya şehir hastaneleri değil, ilçeler de dahil olmak üzere her devlet hastanesinde uygulanmaya başlayacak. Martta da omicron varyantına yönelik TURKOVAC aşısını tamamlamayı düşünüyoruz.”
Koca, TURKOVAC’ın iki haftaya kadar da aile hekimlerine dağıtılacağını söyledi.
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Milli Eğitim Bakanı Özer, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği kentte, Ordu Valiliği’ni ziyaret etti. Çiçekle karşılanan Bakan Özer, Valilik Şeref Defteri’ni imzaladı. Gazetecilere açıklama yapan Özer, yüz yüze eğitime devam edeceklerini söyledi. 434 derslikte yüz yüze eğitime ara verildiğini belirten Bakan Özer, “7 Şubat’ta başlamış olduğumuz 2021-2022 eğitim-öğretim yılında aynı kararlılıkla yüz yüze eğitime devam ediyoruz. Sağlık Bakanlığı ve kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda, okullarımızda tüm önlemleri alarak inşallah bu dönemi yüz yüze eğitimle bitireceğiz. Bugün itibarıyla 850 bin dersliğimizin sadece 434’ünde vaka nedeniyle yüz yüze eğitime ara verdik. Yani şu anda bizim eğitim sistemimizde bulunan dersliklerin toplam sayısının binde birinin çok altında, ‘Omicron’ varyantı nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilmiş oldu. İnşallah Sağlık Bakanlığı’nın önermiş olduğu önerilere harfiyen riayet ederek tüm okullarımızda nasıl birinci dönemde 5 ay hiçbir kesintiye uğramadan eğitime devam ettiysek inşallah bu dönem de yüz yüze eğitime kararlılıkla uyarak nihayetlendireceğiz. Ben bu süreçte öğretmenlerimize katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.
sizlere turkpartnerim.net farkıyla sunulmuştur
Songül: İkitelli Manken Bayan Escortu İkitelli ’deki genç bekar erkekler için coşku verici bir yazıya hoş geldiniz! Bu blog yazısında, İkitelli ’nin en popüler manken escortlarından önde gelen Songül’ı tanıtacağız. Songül, Türkiye’nin en çekici ve deneyimli eskortlarından biridir ve unutulmaz bir erişkin eğlencesi sunmak için burada bulunmaktadır. Songül, İkitelli ’de hususi olarak hizmet veren manken […]