Kuruyan Tecer Irmağı, yağışlarla yeniden hayat buldu

Ulaş’a 5 kilometre uzaklıktaki Tecer Dağı’ndan çıkarak, Kızılırmak Nehri’ne dökülen Tecer Irmağı’nın ilçeden geçen kısımları, geçen yıl yağış azlığı ve düzensiz sulama nedeniyle tamamen kurudu. Yılın her mevsiminde temiz ve gür akan ırmağın ilçe içinden geçen yatak kısmı, tamamen boş kaldı. Bu yıl ise etkili olan yoğun kar yağışı ve yağmur nedeniyle ırmak yeniden hayat buldu. Tecer Irmağı’nda karların erimeye başlamasıyla su akışı oldu. Irmak yatağının yeniden suyla buluşması, ilçede yaşayanları da sevindirdi.

‘SUDAN DAMLA ESER YOKTU’

Su ürünleri mühendisi Murat Sulakçı, “Geçen yıl büyük kuraklık yaşadık ama bu sene yağışlar bizim yüzümüzü güldürdü. Uzun zamandır böyle yağışlar almıyorduk. Bizim bölgemizdeki kuraklığı bir nebze olsun geçen seneye göre giderecek derecede yağışlar oldu. İnşallah bu kırkikindi dediğimiz Anadolu’ya has olan yağışları da bahar döneminde görürsek bu sene gerçekten bölgemiz için güzel olacağını düşünüyorum. Geçen yıl maalesef Tecer Irmağı’nın zeminde rahatlıkla yürüdük hatta oğlumla top oynadık. Maalesef çok üzücü bir durumdu. Geçen yıl kar çok geç yağdı. Fazla da yağış olmadı. Burada damla su bulamadık. Bir diğer etken ise burayı besleyen bölgelerde yapılan vahşi sulamalardır. Özellikle bu vahşi sulamalar burada doğal hayatı bitmişti” dedi.

‘IRMAKLA BÜTÜN HALİNE GELMİŞİZ’

Irmaktan akan suyun değerlendirilmesi gerektiği söyleyen Sulakçı, “Burada büyük bir çiftçilik hayatı devam ediyor. Tecer Irmağı’ndan Sivas’a kadar birçok kenarlarında bulunan tarlalardan çiftçilerimiz hayatını devam ettirmek için sulu tarım yapıyor. Bu akan suyu iyi değerlendirmemiz lazım. Irmak Karacalar Barajı’na yakın bir mesafeden geçiyor. Pompalar vasıtasıyla buralara bir taşıma yapabilirsek çiftçimiz en azından önümüzdeki süreçte buğdayını, arpasını, pancarını sular. En azından evine rahat bir ekmek götürebilmek için ürününü belirli bir noktaya taşır. Tecer Irmağı’nı bu şekilde görmek bizi sevindirdi. Biz alışmışız, ırmakla bir bütün haline gelmişiz. Çocukluğumuz zaten burada geçti. Kapımızın önünde denizi bulamıyorduk ama en azından ırmağı buluyorduk. Böyle de bir bağımız oluştu. Bir taraftan sulama alanında ekonomik değeri oldu, bir taraftan da bir nevi yüzmeyi burada öğrendik” diye konuştu.